içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Gazeteci Olmak Yetmez, Gazeteci Kalabilmek Gerek

21 Ekim, Dünya Gazeteciler Günü…

Takvimde sadece bir tarih gibi görünse de, bizim için çok daha fazlasını ifade eder. Bu tarih; kalemini, sesini, emeğini toplumun hizmetine sunan, gecesini gündüzüne katan tüm gazetecilerin emekle, sabırla, inatla ayakta durduğu bir günü simgeler.

 

Yaklaşık 27 yıldır aktif olarak içinde olduğum bu meslek yolculuğu, TRT ile başlayıp NTV gibi çok kıymetli bir kurumda devam etti. Daha sonrasında yine basın dünyasının farklı alanlarında, çeşitli değerli kurumlarda danışman ve yönetmen olarak görev aldım.

Şimdilerde ise, yaklaşık beş yıldır kurucusu olduğum Güne Bakış Haber gazetemle toplumun sesi olmaya, yerelden yükselen haberlerle halkın nabzını tutmaya devam ediyorum.

 

Bu uzun yolculuk bana öğretti ki gazetecilik, yalnızca haber yazmak değil; insanı, toplumu ve hayatı anlamlandırma biçimidir. Çünkü gazeteci olmak kolaydır ama gazeteci kalabilmek — dürüstlüğünden, merakından, vicdanından vazgeçmeden bu yolda yürüyebilmek — işin asıl ustalığıdır.

 

Gazetecilik; araştırmayı, sorgulamayı, bilgiye ulaşmayı, her daim meraklı olmayı gerektirir. “Ben gazeteciyim” demekle gazeteci olunmaz. Her konudan haberdar olmak, öğrenmeye açık kalmak gerekir. Bu meslek yalnızca kalem tutmak değil, yürek taşımaktır.

 

İşini severek yapan bir gazeteci, her haberle yeniden doğar. Her satır bir iz, her röportaj bir keşif olur. Somurtmak değil; gülümsemek, pozitif olmak gerekir. Çünkü bu meslek insanı anlatır, insana dokunur.

 

Ve evet… Bu sektörde kadın olmak kolay değildir. Erkek egemen bir alanın içinde kendini kanıtlamak, her zaman daha fazla çaba ister. Ama biz kadınlar bulunduğumuz her yeri güzelleştiren varlıklarız. Çünkü biz ayrıntıları görür, nezaketi önemser, emeği kutsarız.

 

Bir ustamın yıllar önce bana anlattığı bir hikâye hep aklımdadır:

Kavak ağacı, on yıl boyunca kök salar toprağa, sabırla büyür, sağlamlaşır. Kabak ağacıysa iki yılda aynı boya gelir ve “ben oldum” der. Ama mevsim dönünce yapraklarını döker, solar gider. Kavak ağacı ise kökleriyle, gövdesiyle dimdik kalır.

Gazetecilik de böyledir. Bu meslekte “ben oldum” demek kolaydır ama kalıcı olabilmek, her gün yeniden öğrenmekle, yeniden üretmekle mümkündür.

 

Ben bu mesleği aşkla, tutkuyla, keyifle yapıyorum. Her yeni günde, ilk haberimi yazıyormuş gibi hissediyorum. Çünkü biliyorum ki gazetecilik sadece bir meslek değil; bir yaşam biçimidir.

 

Bu vesileyle, gerçeğin peşinden koşan, kalemini onurla taşıyan tüm meslektaşlarımın 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü’nü yürekten kutluyorum.

Gazetecilik, dünyayı bir anda değiştirmeyebilir…

Ama bir insanın düşüncesini, duygusunu, farkındalığını değiştirdiğinde zaten en büyük dönüşüm başlamıştır.

 

Suna Anaç

Güne Bakış HABER

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum