içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Fenomen Adaleti mi? Sosyal Medya Dünyasının Karanlık Yüzü

Dilan-Engin Polat çifti ve Nihal-Bahar Candan kardeşlerinin kara para aklama davasındaki tahliyeleri gündeme bomba gibi düştü. 40, 50, hatta 100 yıl ceza alacakları konuşulurken peş peşe gelen tahliyeler, toplumda adalete olan güveni zedeliyor mu? Gerçekten de medya ve yargı süreçleri, bu fenomenlere farklı mı işliyor? Vatandaşlar "Adalet nerede?" diye isyan ederken, bu insanlar sadece birkaç ay cezaevinde kalıp, hayatlarına kaldıkları yerden devam mı ediyor?

 

Kafamda deli sorular? dediğinizi duyar gibiyim...

 

  • "Fenomenlere Özgü Bir Adalet mi Var?"
  • "Para Aklayan Fenomenler Tahliye Edildi: Adalet Nerede?"
  • "Sosyal Medya Dünyasının Karanlık Yüzü: Fenomenlerin Tahliyeleri ve Halkın İsyanı"
  • "40 Yıl Ceza İstendi, Tahliye Edildiler: Fenomen Adaletine Tepki Büyüyor"
  • "Sosyal Medyanın Tuzakları: Fenomenlere Karşı Dikkatli Olun"
  • "Hapisten Çıkan Fenomenler: Kara Para Davasının Ardındaki Gerçek Ne?"
  • "Sosyal Medya Fenomenlerine Dikkat: Yaşam ve Aileyi Uzak Tutun!"
  • "Fenomen Dünyası ve Gerçek Hayat: Sosyal Medyanın Gizli Tehlikeleri" 

 

Tahliye kararları sonrası halkın kafasında oluşan "para akla, birkaç ay yat, sonra çık keyfine bak" düşüncesi son derece tehlikeli bir yaklaşım. Kara para aklama gibi büyük suçların, sadece ön plandaki isimlerle sınırlı olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu işlerin arkasında mutlaka daha büyük organizasyonlar, yönlendiren kişiler var. Peki bu kişiler adaletin pençesinden nasıl sıyrılıyor?

Adli kontrol ile tutuklama tedbirinin yer değiştirmesi hukuki bir araç, ancak kamuoyunda algı oluşturacak açıklamalar, insanların adalet sistemine olan güvenini sarsabiliyor. Bu yargılamaların sonucunda ne olacak, cezalar verilecek mi bilinmez ama asıl mesele, toplumda "fenomenlere özgü bir adalet" olduğu düşüncesinin yaratılması.

 

Amanın böylesi düşüncelerden hızlıca uzaklaşın!...   Adalet er geç tecelli eder; bu süreçte adalete güvenmek ve sabırlı olmak gerekir. Sosyal medyada gördüğümüz lüks yaşamlar ve hızlı tahliyeler, adaletin şaşmaz doğasını sorgulamamıza neden olabilir, ancak hukukun üstünlüğüne olan inancımızı kaybetmemeliyiz. Gerçek adalet zaman alabilir, ama mutlaka yerini bulacaktır.

 

Sosyal medyanın bu denli büyümesi ve hayatımızın merkezine yerleşmesiyle birlikte, “fenomen” adı verilen kişilerin hayatlarını hepimiz izliyoruz. Ancak bu dünyaya kendini kaptıran gençler için, gerçek hayat ile sosyal medya arasında çok büyük farklar var. Günümüzde sosyal medya, sadece eğlence değil, insanları derin tuzaklara çeken bir platform haline gelmiş durumda. Son olarak, bir sosyal medya fenomeninin beşinci kattan düşüp ölüm haberini okumak, bu çirkin dünyanın tehlikelerini bir kez daha gözler önüne seriyor. İntihar mı, bir cinayet mi olduğu bile belirsiz.

 

Benim tavsiyem; bu dünyaya mesafeli durmak. Sosyal medya sadece bir eğlence aracı olmalı, hayatınızın merkezi değil. Kendi yaşamınızı, ailenizi bu platformlardan uzak tutun. Gülün, eğlenin ama sosyal medya dünyasının karanlık yüzüne çok da kaptırmayın kendinizi.

Sosyal medya dev bir tiyatro olabilir ama gerçek hayat sahnenin çok ötesinde, bize huzur veren, doğru seçimler yaptığımız bir yolculuk olmalı. Aman, dikkatli olun.

 

Suna ANAÇ 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum