içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Bayramın Tatlı Anıları: Nereden Nereye

Sevgili okurlarım,

 

“Bugün bayram, erken kalkın çocuklar… Giyelim en güzel giysileri…”

Rahmetli Barış Manço’nun bu güzel şarkısıyla başlamak istedim yazıma. Çünkü bayram dediğimiz şey, sadece tatlılar, harçlıklar ya da yeni kıyafetlerden ibaret değildir. Bayram, sevdiklerimizle geçirdiğimiz, çocukluk hatıralarımızı süsleyen, biz büyüdükçe daha da anlam kazanan özel günlerdir.

 

Bayramlar geldiğinde hepimiz bir ah çekeriz, “Nerede o eski bayramlar?” deriz. Oysa bayramlar hiç eskimez, değişen bizleriz. Bayramlar, sevdiklerimizle birlikte geçirdiğimiz anların kıymetini hatırlatır, geçmişi yad ederken geleceğe de bir miras bırakmamız gerektiğini gösterir.

 

Ramazan Bayramı’nızı en içten duygularımla kutlar, hepimize şeker tadında, keyifli, huzurlu bir bayram dilerim. Sevdiklerimizle birlikte geçireceğimiz her anın, bize değerli hatıralar bırakmasını temenni ediyorum.

 

Güne Bakış Haber’in “Bayram Özel” sayısında sizlere merhaba diyorum. Bayramlar, geçmişe bir yolculuktur aslında. Çocukluk anılarımızda neşeyle hatırladığımız o bayram sabahları, şimdiki zamanın özlemle yad edilen hatıralarına dönüşür. Hepimizin geçmişinde bayrama dair güzel anılar vardır. Elbette benim de var. Bugün, o tatlı anılardan birini sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

Biz dört kardeşiz: Üç kız, bir erkek. Annem ve babam, tek maaşla geçinen, ama sevgiyle büyütülen orta halli bir aileydik. O zamanlar tek maaşla dört çocuk büyütmek elbette kolay değildi, ama annem ve babam bize hiçbir eksiklik hissettirmemek için ellerinden geleni yapardı. Bayramlar ise bizim için bambaşka bir heyecandı. Bayramlıklarımızı almak, arife günü hazırlıklarımızı tamamlamak, sabah erkenden uyanıp yeni kıyafetlerimizi giymek bizim için büyük mutluluktu.

 

Sanırım on yaşlarındaydım. O bayram için kırmızı rugan, bantlı bir ayakkabıyı çok istemiştim. Annem de ne yapıp edip onu bana almıştı. Tabii kıyafet de uyumlu olmalıydı. Kırmızı örgülü elbisemi giydiğimde heyecandan yerimde duramıyordum. Ve en önemlisi, annemin saçlarıma taktığı kırmızı tül… Bayram sabahına böyle hazırlanırdık. Arife günü mutlaka yıkanır, bayram sabahı tertemiz bir şekilde yeni kıyafetlerimizi giyerdik. Babam sabah erkenden bayram namazına gider, döndüğünde hepimiz büyük bir coşkuyla ellerini öper, harçlıklarımızı alırdık.

 

Mahallede bayramlaşmak ise bambaşka bir heyecandı. Mahallenin huysuz amcası Muharrem amca vardı mesela. Bahçesine adım atmamıza asla izin vermezdi. Ama bayram sabahları her şey değişirdi. Bayram bahanesiyle gider, hem bahçesine girer hem de harçlığımızı alırdık. Bir de o süslü Mualla ablamız vardı… O güzel kadın, kırmızı rujuyla, şık elbisesiyle, saçındaki tokasıyla kapısını açar, bir elinde şeker kasesi, diğer elinde mendile sarılı harçlıklarla bizi beklerdi. O da bilirdi bizlerin ona uğrayacağını, önceden hazırlığını yapardı. Mahallenin çocuklarını mutlu ederdi.

 

Bugün bu güzel bayram anıları ne yazık ki eskisi kadar yaşanmıyor. Bayramlar artık tatil gibi görülüyor, aile ziyaretleri yerine seyahatler tercih ediliyor. Elbette herkesin kendince haklı sebepleri var; yıl boyunca çalışıyor, fırsat buldukça dinlenmeye çekiliyoruz. Ama unutmamamız gereken bir şey var: Sevdiklerimizle geçirdiğimiz zamanın kıymeti… Büyüklerimizle bir arada olmanın, onları hatırlamanın ve bir “Bayramın mübarek olsun” demenin değerini bilelim. Çünkü biz büyüklerimize nasıl yaklaşırsak, çocuklarımız da bizden gördükleriyle büyüyecek ve bize aynı şekilde yaklaşacak.

 

Bayramlar sadece şeker ve hediyelerle değil, sevdiklerimizle birlikte geçirdiğimiz o kıymetli anlarla özel olur. O yüzden bu bayramda telefonlarımızı bir kenara koyup sevdiklerimizle daha fazla vakit geçirelim. Onların gözlerindeki mutluluğa, ellerindeki sıcaklığa dokunalım. Bugün biz büyüklerimize ne kadar değer verirsek, bir gün yaşlandığımızda çocuklarımız da bizleri o kadar önemseyecektir.

 

Tüm okurlarıma mutlu, huzurlu ve sağlık dolu bir bayram diliyorum. Sevdiklerinizle geçireceğiniz her anın kıymetini bilin ve bayramın tadını çıkarın.

 

Bir de küçük bir tavsiye. Bayram dolayısıyla görüştüğünüz, ziyaret ettiğiniz sevdiklerinizle fotoğraf çektirin. Sosyal medyada paylaşmak için değil, güzel bir anın cansız hatırası kalması için. Yitip gidenlerle birlikte poz verdiğiniz bir fotoğrafının olması sizi yıllar sonra da olsa mutlu edecektir.

 

Sevgiyle,

 

Suna Anaç

Güne Bakış Haber

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum