içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

AK Parti’de Değişim ve Temayül Yoklamalarının Gerçekliği

AK Parti’de yaklaşan 11 Ocak kongresi öncesi hareketlilik sürerken, süreçle ilgili dikkat çeken detaylar tartışma konusu olmaya devam ediyor. Mevcut il başkanı henüz görevdeyken veya yeni bir atama yapılmamışken, ilçe başkanlarının kimisiyle yola devam edilmesi, kimisine teşekkür edilmesi, “değişim” söylemleriyle çelişiyor gibi görünüyor. Yeni atanacak bir il başkanının kendi ekibini oluşturması gerektiği yönündeki görüşler, hem partililer hem de kamuoyu tarafından dile getiriliyor. Ancak bu konuda alınan kararlar, süreçteki belirsizlikleri artırıyor.

 

Bir diğer önemli nokta ise temayül yoklamaları. Teorik olarak, temayül yoklamaları parti içindeki en güçlü ve desteklenen isimleri belirlemeyi amaçlıyor. Ancak, AK Parti’nin geçmişine baktığımızda, temayül yoklamalarında öne çıkan isimlerin büyük oranda tercih edilmediği gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Özellikle son 21 yılda, temayülde ön plana çıkan il veya ilçe başkanlarının atanmadığı pek çok örnek mevcut. Bu yoklamalar, adeta bir formalite haline gelmiş durumda.

Kritik ilçelerde yapılan temayül yoklamalarında bazen “olmayacak” denilen isimlerin ön plana çıkarılması, sürecin güvenilirliği ve samimiyeti açısından soru işaretleri yaratıyor. Sonuç olarak, belirleyici olanın temayül değil, başka mekanizmalarla yapılan atamalar olduğu açıkça görülüyor.

 

Bu tablo, AK Parti’nin “değişim” söylemleriyle çelişen bir durum oluşturuyor. Parti yönetimi, yerel seçimlerdeki kayıplardan sonra “ders aldık, değerlendirme yapıyoruz” açıklamaları yapmıştı. Ancak bugün alınan kararlar ve yöntemler, bu derslerin ne kadar alındığını sorgulatıyor.

Özellikle halkın güveninin yeniden kazanılması ve parti içindeki demokrasinin güçlendirilmesi için gerçek bir yenilenme şart. Değişim, sadece isim değişikliğiyle değil, anlayış değişikliğiyle mümkün olabilir. Delegelerin iradesinin daha fazla önemsendiği, şeffaf ve katılımcı bir yaklaşım benimsenmediği sürece, partinin yaşadığı bu kısır döngü devam edecektir.

 

AK Parti’nin gelecekte daha sağlam bir yapıya kavuşması, bu tür süreçlerin yönetimindeki samimiyete bağlı. Bu nedenle, kongre sürecinde atılacak adımların, hem teşkilatın motivasyonu hem de seçmenin güvenini yeniden kazanma açısından kritik önemde olduğu unutulmamalıdır.

 

Suna ANAÇ 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum