içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Aslında bütün mesele kendini sevebilmek!

Lakin öyle havadan değil egoyu kenara koyup, kibir yapmadan sevebilmek
Yani kendini her halinle kabul edebilmek, mükemmel olman sarhoşluğuna kapılmadan; hani nasıl derler, olmuşluğunu sevmek, koşulsuz, şartsız……

Zaten kişinin daha iyi versiyonunu inşaası da ancak olmuşluğuyla kavgayı bıraktığında başlar.

Kendini sevmek için başarılı olmayı, güzel olmayı, paralı olmayı, atanmış olmayı, başkaları tarafından sevilmiş olmayı beklemek çok sahte bir sevgi türüdür. Çünkü sevilen benliğin kendisi değil elde edilen başarının ta kendisidir.


Asil sevgi; kendini çabalarken sevebilmektir. Mücadele ederken, kusurlu -bakımsız, savaşın ortasındaki hallerinle kendini sevmektir.

 

 Peki başka bir soru size?


Kendinizle en son ne zaman yolculuk yaptınız. Kendinizle hatta ne zaman flört ettiniz

Yalnız kalamıyor hatta cesaretimiz olmuyor kendimizle olmaya

 

Bazen insan yenilenmek için çıkmalı yolculuğa;
hiç bilmediği, çok da planlamadığı yollara.
Sırf kendini aramak için, yalnızca benliğiyle baş başa kalmak için.

Sizde benim gibi sürekli verici ve yapıcı bir insansanız, suçluluk duygusu hissedebilirsiniz kendiniz için yaptığınız her eylemde. Bencillik gibi gelir yalnız başınıza mutluluk! Aslında büyük saçmalık öyle değil mi?

Yolculuk planla kendine
-anne olmanın verdiği “çocuksuz bir şey yapılmaz” kanunu çiğneyerek!
-mükemmeliyetçi bir çalışan kafasından çıkarak; işleri tamamlamamış olmanın verdiği suçluluk olmadan

- hatta el alemi yıllarca kollamış, kendine hiçbir laf getirmemiş duygusundan çıkarak

-ertelemiş olduğun, bir gün olur bir gün gideceğim diyen kafasından çıkarak. O yıl bul, bu ay, bu hafta (belki de başka yok zaten)

-kafada deli sorular “bilmem ki, hiç yapmadım ki, olur mu?” kafasından çıkarak.

Alıştır kendini ve etrafını düzeni değiştirmeye, alışılmıştan çıkmaya.
Olur mu deme, olur! Nasıl alıştırdıysan uysal, kurban, mağdur, fedakar, verici hallerine; alıştırırsın kendi için de yaşayan haline!

Unutma; herkes her şeye alışır, sen ne verirsen ona alışacaklardır ,senin içten gelen mutlu hallerine de alışacaklar!

Git gör, seyret, hisset başkaları nasıl yaşıyor; senin ıstırap ettiğin şeyleri nasıl da aşmışlar.
Nasıl da başarmışlar senin başaramadıklarını!
Nasıl yaşıyorlar senin yaşayamam şunsuz dediğin şeylerle

Git, gör, idrak et yaşamın senin kafandaki anlamla şekillendiğini ve anlamların tamamını dilediğin an değiştirebileceğini……

 

 Hadi kalk, zaman beklemez…bunca zaman kendini durduğun yetmedi mi?

 

Pdr. Güneş CAMCI 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum