içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Niyetlerin Kesişim Noktası

Ben ve Dünya hareket halindeyiz ikimiz.

Niyetler, genellikle en kişisel ve en sessiz odalarımızda doğar. Doğuyor. Kendi içimizde, kimseye söylemediğimiz o küçük fısıltılardır. Biliriz ve hissederiz.

Bir niyetin ilk adımı, bir şeyin değişmesini istemektir.

Daha iyi bir insan olmak, daha iyi bir öğrenci olmak, daha az konuşup daha çok dinlemek gibi...

Bu niyetler, birer tohum gibi kendi bahçemize ekilir. Ekeriz. Gereken özeni göstererek. Onların yeşerip yeşermeyeceği, tamamen bize bağlıdır.

Ama gençlik, o bahçenin kapılarını aralar ve içeride ne varsa dışarı döker. Hep genç kalmak isteriz. Gençleri anlamaya çalışarak hep genç kalmak. Empati yapmak.

O kişisel niyetler, beklenmedik bir şekilde dış dünyayla karşılaşır. Sen, daha adil bir dünya için niyet ederken, sokakta bir adaletsizliğe tanık olursun. Sen, daha barışçıl bir hayat olsun diye niyet ederken, televizyonda bir savaşın haberini görürsün. Bu karşılaşma, niyetlerimizin birer testidir. Sınanıyoruz. Sınanacağızda. Kendimiz, iç dünyamız, niyetler ve hayallerimizle.

Onlar sadece kendi içimizde kalmamalı, aynı zamanda dış dünyaya da cesaretle dokunmalıyız.

Asıl mesele, o küçücük niyetlerin, dünya denen o büyük ve karmaşık makineye nasıl bir etki bırakacağıdır.

Belki senin birilerine yardım etme niyetin, bir zincirleme reaksiyon başlatır. Belki de bir ağaç dikme niyetin, yıllar sonra bir başkasının gölgesinde dinlendiği bir ağaca dönüşür. Şükür sebebin olur. Bir seferberliğin doğanın yenilenmesine etki eder, karınca misali.

Niyetler, birer sonuçtan çok, birer enerjiye dönüşür.

Ve o enerji, senin kontrolün dışında, dünyanın dört bir yanına yayılır.

Bu yüzden gençliğin en büyük görevi, kendi niyetlerinin sadece kendisiyle sınırlı olmadığını anlamaktır.

Her ne kadar bireysel olsalar da, niyetlerimizin toplumsal bir karşılığı, küresel bir yankısı vardır. Senin içindeki niyetler, dışarıdaki dünyayı değiştirebilecek en güçlü etlilerdir. Ve bu değişimin, bir isyanla değil, içten bir adımla başladığını fark etmek, gençliğin en büyük kazanımıdır. Düşünecek genç dediğin, okuyacak ve bilgisi tevazusu olacak. Nice gençlerimiz var. Kendilerine hayran bıraktırıyor. Çok yüklenilen gençlerimizde var bizde beklenti içindeyiz kendilerinden ama onlar kendilerinden beklenti içinde olsunlar. Ailesi ile daha çok zaman geçiren gençlerimiz, ailelerinden öğrendiklerini davranışlarına yansıtan gençlerimiz, merhametli gençlerimiz, sözü sohbeti dinlenen gençlerimiz, üreten gençlerimiz, sorumluluklarının gençlerinde birbirleri için kullandıkları dilin dinlemeye yönelik olduğu gençlerimiz inanın sizi seviyoruz. Seviliyorsunuz. Tüm olumsuzlukları hayatımızda hep el birliği ile aşacağız. Çıkmazlarımız büyütecek yalnız biz bir sosyal medya delisi olmayacağız. Ellerimizdeki telefon bağımlısı, dijital köle kavramlarını iyi irdeleyeceğiz ve en en önemlisi idrak kavramını anlamlandırıp çalıştıracağız. Size güveniyoruz. Derler ya, "biz de bir zamanlar gençtik", "gençlik yılları". O fotoğraflar ve videolar hatıralarda elbette kalabilir yalnız su gibi akan zaman diliminde içinde geçireceğiniz o güzelim yılların muazzam bir deneyim ve tecrübe kapısı alt yapısı olduğunu unutmayın. Hatta aklınızdan hiç çıkarmayın. Güzel iletişimler diliyorum. Hepinize ve hepimize.

 

 

Sevgilerimle

Aynur Ayaz

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum