içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kadın Dayanışmalarında Hayallere Kavuşma
(Keşke her hikâye mutlu son ile bitse)...
 
Kendine bir yol çizen insanların kariyer yolculuklarında aldıkları başarılar o kadar önemlidir ki. Kendi evinin içinden çıkamamış lakin hayalleri kapısının önündeki meydanlara kadar çıkıp kendi hayallerinin 
gerçekleştiğine inanmanın verdiği mutlulukla etrafa yeniden merhaba diyebilmek. Başka insanlarla tanışmak, tanış olabilmek ve üretmek. 
Herkes maalesef o kadar şanslı olamayabiliyor. Evet herkes için hayaller vazgeçilmez ya da ulaşılabilir olması söz konusu. Ama gel gelelim herkesin şartları ya da imkanları bir değil. Bazen kendi kendinize oluşturur, bazen şansınız yaver gider ve sizin ürettiklerinizi, yaptıklarınızı samimiyetle gelir biri ya da birileri duyurur. Bu sizi olduğunuz yerden bambaşka dünyalara taşır ve tanıtır. Sizde size yapılanı bir başkasına pozitif anlamda yapar o kişilerin de hayatlarında bir imza olursunuz. Böylelikle topluma dokunmuş olursunuz. İnsan hikâyeleri dinlemek ve bilgilenmek çok kıymetli. 

Dinlediğiniz canlı örnekler ya da okuduğunuz bir kitaba konu olmuş o kadar çok kadın hikâyeleri ve hikâyelerimiz var ki. İnanamazsınız. Öncülük eden dernekler, vakıflar bir yana dursun özellikle çalışma ve proje alanı oluşturan herkes bu konuda "hayaller" konusunda çok kıymetli. Hayallerini gerçeğe dönüştürmüş insanların sayısının her geçen gün artmasından yanayız. Ve artıyorda. Ve üretmeye kesintisiz devam ediyorlar. Köylerinde, kasabalarında, ilçelerinde hatta şehirlerinde. Bazen bu karınca kararınca, bazense kabına sığmayacak şekillerde oluyor. 

Dünyaya katma değer sağladığınız ve sağladığımız her şey kısacası yaptığımız her şey bize öyle ya da böyle dönecek. Dönüyorda. O sebeple iyiye ve pozitife doğru insanların özellikle analarımız ve kadınlarımızın yolculukları çok daha bir önemli. Dünyaya kazandırdıkları her evlat onların eseri. Kadın dayanışmalarındaki samimiyetlere son zamanlarda fazlaca tanık oluyorum. Bu mutluluk vesilesi. Elbette gönül ister ki her güzelliği ya da şahit olup içinde yer aldığımız her şeyi duyuralım ama buna ne zaman, ne de yeterli imkan olabilir. Elimizden gelen bile karıncanın hikayesi gibi. Elden gelen kadarı bile yapılmalı. Samimiyet ve genel istek, duyuru bizimle toplumsal bir katma değer ya da gönüllülük ilkesi oluşturabiliyorsa ne mutlu. Öyle bir zaman dilimindeyiz adeta ateş çemberinin içinden geçtiğimiz imtihanlar yaşıyorken, o kadar haberlerin içeriğinde olumsuzluk ve şiddet haberlerine ne yazık ki maruz kalıyorsak bunu el birliği, hatta dil birliği ile aşmak hepimizin görevi. Duyduğumuz, eriştiklerimiz bir yana tarlada, bağda, bahçelerde, ülkemizin yedi coğrafi bölgesinde göz nuru ve el emeği ile her çalışmada büyük alın terleri döken insanlarımız var. Gün ağarmadan başlayan ve ilmek ilmek atılan işlerde, örülen örgüler, yapılan reçeller ve sulanan topraklar, toplanan meyve, sebzeler dahasını siz düşünün. Zamanı geri getiremeyiz belki ama her şeye yeniden zaman yaratabiliriz.
 
Geçtiğimiz günlerde beni heyecanlandıran ve her seferinde kadına dair üretim konusunda bir şeyler duyduğumda, yapılanları yerinde gördüğümde sadece yüzümde beliren tebessümden ziyade içimdeki huzurda tavan yapıyor. Bunu eş, dost ve arkadaşlarımla paylaşmak da farz oluyor tabi. İyilikleri, güzellikleri konuşmak, yaymak zor değil. Bunlar sanata yansıyor. Tiyatromuza , sinemamıza ve kitaplarımıza konu oluyor. Öğrendikçe büyüyor. Büyüdükçe beraber güçleniyoruz.

Karşılaştığımız olumsuz davranışlar, yanlış iletişimler ve kazalarından ancak böyle haberleri çoğaltarak çıkmamız önemli bir yol ve yolculuk.
Bizim bu sağduyulu, önemli hassasiyet içeren davranışlar içerisinde fazlaca duyarlı olmamız gerekiyor. 

Hemen hemen dernekler içinde ya da STK'ların, kulüplerin içinde kadın kolları önemli vazifelerde bulunuyor. Zaten bulunması da gerekir. Herkes kendi şansını elbette yaratır. Lakin birinin, birilerinin hayatlarına dokunan her insanın dünya içerisinde kapladığı hacim ve manevi tadlar bir başkadır. Onlarda yaşadığımız dünyamıza birer iz bırakırlar. 
 
Şimdi sizlere tanıtacağım ise bir kadın kooperatifi "Levendi Kadın Kooperatifi", oluşumu Siirt ilinin Eruh ilçesinde. Levendi Kadın Kooperatifi, kadın güçlenmesinin gerçek bir örneği.
Ben kooperatifi binbir zorluklarla yılmadan ileriye taşımış kurucusu ile konuşarak öğrendim. Tanıma fırsatım oldu. 
Siirt'in Eruh ilçesi, dört tarafı dağlarla çevrili, ulusal pazarlara uzak ve yatırım imkanlarının sınırlı olduğu bir yerleşim alanı. Bölgede yaşayan insanların
temel geçim kaynakları tarım ve hayvancılık. Ancak, ilçenin genel gelir düzeyi ve ekonomik kalkınma olanakları kısıtlı. Bu ekonomik zorluklar, sosyal yaşam getirileri her noktada olduğu gibi özellikle kız çocuklarının geleceği, toplumun şekillendirilmesi ve eğitim hayatlarını da göz önüne seriyor. Genç yaşta sorumluluk almak zorunda kalan kadınlar, genellikle atıl iş güçleri, onların bir şekilde yaşamlarına devam etmenin derdi derken hayatlarında kurdukları hayaller daha da önem kazanıyor. Nitekim her zorluğun bir kolaylığı muhakkak oluyor. Yeterki bir yerden başlamak ve istemek büyük itici güç. Bu zorlu şartlar altında, Eruh ilçesindeki kadınlar, ailelerine destek olmak amacıyla küçük çaplı el sanatları ve gıda ürünleri üreterek bu ürünleri pazarlamaya çalışıyor.  Ancak bireysel çabaların sınırlı kaldığı bu şartlarda, daha organize bir yapıya duyulan ihtiyaçda öne çıkıyor.
 
Bu ihtiyaçların karşılanması ve kadınların, kadınlarımızın ürettiği ürünleri ulusal pazarlara taşıyabilmek için, Siirt Eruh Belediye Başkan Yardımcısı Nazmiye Teymurtaş'ın öncülüğünde bir grup kadın bir araya gelerek bundan tam iki yıl önce Aralık 2023'te "LEVENDİ Kadın Kooperatifi"ni kuruyorlar. Kooperatif, ilk etapta 7 kadın üyeden oluşuyor, daha sonra on kadın üye ile büyüyerek ilçede bir kadın dayanışma hareketine dönüşüp ön yargılarıda teker teker kırıyorlar. Kısıtlı imkanlarla çalışmasına rağmen, kooperatif el sanatlarından, yerel gıda ürünlerine kadar çeşitli ürünler üretmekte ve bu ürünleri pazarlamakta. Özellikle Zivzik narı ve Siirt fıstığı gibi yerel ürünler kullanılarak nar pestili, cevizli sucuk ve nar çayı gibi ürünleri ortaya çıkartmış. Artık son yıllarda yurt dışına bile kadınlarımızın yöresel çalışmaları, Anadolu'da çalışan kadınlarımızın ürünlerinin pazarlanması ve ürünlerinin tercih edilmesi çok kıymetli. Bazı yöresel satış mağazaları, bazı restorantlar, bazı çeşitli yöresel pazarlarda bu ürünler için ayrı bir etki alanı. Bu kooperatif, sadece yerel ürünlerin değerlendirilmesini sağlamakla kalmamış, aynı zamanda Eruh gibi gelenek ve göreneklerin baskısı altında kalan kadınların bir araya gelerek ekonomik bağımsızlık kazanmalarına olanak tanımış. Üreten kadınlarımız olarak kendi varlıkları ile mutlu olabilmişler. 

LEVENDİ Kadın Kooperatifi, kadınların ekonomik ve sosyal hayatlarında bir dönüşüm başlatmak için ciddi önemli bir adım. Geleneksel kalıpları kırmayı başararak, Eruh gibi bir bölgede kadın dayanışmasının ve girişimciliğinin örneklerinden biri haline gelmek büyük örnek aslında. Ancak, kooperatifin daha fazla kadınımıza ulaşabilmesi ve üretim kapasitesini artırabilmesi için her türlü desteğe ihtiyacı var. Bu desteğin sağlanması, sadece kooperatif üyeleri için değil, bölgede yaşayan tüm kadınların yaşamlarında olumlu bir etki oluşturacak. Böyle güzel üretim yapan ve geleneğimizi koruyan kadınlarımızın olması bizi büyütür. 

Kadın girişimciliğine destek vermek, hem bireysel hem de toplumsal kalkınmanın önünü açacak önemli adımlardan. LEVENDİ Kadın Kooperatifi gibi girişimlere verilen her katkı, daha güler yüzlü bir geleceğin anahtarı. Tüm kadın kooperatiflerimiz,
üretim yapan merkezlerimiz, halk eğitim merkezlerimiz ve üniversitelerimizin kadınlarımız için etki alanlarını genişletmeleri birbirinden iletişim ile haberdar olmaları gerçekten çok önemli. Bize de aktarmak ve anlatmak düşer. 
 
Sevgiler
Aynur Ayaz
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum