içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

İlham olmak mı, ilham almak mı? Belkide her ikisi...

Bu yüzyıl dop doğru ilhamlara. 


Yazmak hiç de zor değil. Hele temennilerde bulunmak ve birbirimiz için yürekten istemekse. 

Yeni başlangıçlara hepimiz için. Önce akıl, ruh ve beden sağlığı ile üretenlerden olmak sonrasında güzel dileklerle başlamak. Başlayalım ne dersiniz. 

Sözünü güzellikle söyleyen, tevazusu davranışlarında gizlenmeyen, sabır gösteren ve olgunlukla karşılıklı karşılaşılabilen en en çok da dinlemeye alışıp kendimize verdiğimiz bir değer için gönül ehli insanlarının sayısının çoğalması dileğiyle. Hatta duası ile. 

 

Siz sevgili okurlarımla bu yüzyılın yep yeni yılın başlangıç ayına uzunca satırlar ile merhaba dedik. Bu yazımda içimizdeki yeteneklerin susmaması konuşması 

adına ithaf olunur.

 

Hepimizin içindeki seslenişleri ilham olur, ilham alınır belki de her ikisi olur. O zaman şiir ve resim diyorum. 

Bir Şiir ya da Bir Resim yeter. Başlıyoruz. Bu topraklarda yetişip dünyanın birçok yerinde katıldığı fuar ve sergilerde yaptıklarını gururla temsil etmiş nice başarılı 

genç yetenekler, isimler, ustalar ve hatta duayenlerimiz var aramızda. Her bir gün kendilerini tanımak, eserlerini görmek, yaptıklarını izlemek hem içimi açıyor, hem sohbetlerimizi etkiliyor hem de hayal dünyamıza, üretkenliğimize müthiş ilham oluyor. Geliştiğini hisseden duygularla büyümek ve aktarmak.
Sanattan kopmadan her seferinde dijital platformlarda bile takip edebileceğiniz kadar yakın üstelik. 

Şiirden ve resimden ne kadar uzak ya da ne kadar yakınız. Ya da ne kadar hayatlarımızda beslenebiliyoruz. Yazmak bile uzak olmuş. Konuşmaya mecali yok gibi insanların.
Herkes herkesin mutlu mutsuz halleri ile ilgilenirken buna da ne gerek varken anlamlandırılamayan sonuçlarla aslında hayatımıza minik dokunuşlar sağlayan sanatında terapi yöntemleri olduğunu söylüyoruz. Şuan magazini bir masa etrafında konuşmak ilerisi, deşelemek moda olarak anılıyor ve talep gördüğü söyleniyor. Neye göre ve kime göre. Eminim içimizde radyo, televizyon ve sinema öğrencisi olan ve mezuniyetini dört gözle bekleyen yüzlerce başarılı gencimizin kendilerine ait ürettiklerini sergilme şansları olur ve bizde seve seve onlara her zaman olduğu gibi elbette destek oluruz. 


Bugün televizyonda birbirini tetikleyen olumsuz, öfke dili, şiddet içeren ne yazık ki üst üste gelen haberleri ayıklamak oldukça zor. Bunun içinde çözümler çalışılıyor ama bilinen okunuyor gibi. Ya da bize yansıyan bu.
Hem dijital içinde hemde televizyon ekranlarında yüzlerce görselleri azar azar kapatılmış onca olaylar elbette hepimizin psikolojisinde derin yaralar, travmalar oluşturuyor. Dilin inceliği, üsluptaki iletişim ya da medyadaki içeriklerin daha da özenli olmasını arzu ediyoruz. Neden çünkü bize ilham verecek çalışmalar, daha yaşanılabilir zaman dilimlerini ve alt yapısını sağlarda ondan. Resimleri sadece dekor olarak kullandığımız bir film ya da dizi sahnesinin çok ötesinde, duvarları süslemek olmadığını çok iyi bildiğimiz gibi, hatırlayınız hepimiz gördük pandemi zamanı kanallara bağlanan çoğu kişi evinin kütüphanesi önünden yayınlara bağlandı ve bağlanmaya da devam ediyor.

Elbette bizim tercihlerimiz bir kumandanın ya da bir klavyenin ucunda lakin her yapımcı yayınından da, topluma verdikleri ve kazandırdıklarından da sorumlu. Ya sizce?

Elbette dijital platformların içinde sanata ayrılan yer, dijital bazı kanallarda bilgilendirmeler varken ekranlarda sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kadar az sayıda olması bu yüzyıla yakışmıyor. Şahsi kanaatim. İnsanlarımızın radyolardan dinlediği müzikler gibi, ücretsiz gezilebilecek sergilerimizin, faaliyetlerin, organizasyonların her yerde reklam olması son derece doğal olur.


Bizim psikolojilerimize iyi gelecek, bizi gelecek nesillere iyi örnekler bırakabilecek kadar ilham sanıyorum önemli. Saatlerce bir sergide yüzünüze haykıracak kadar seslenen bir ressamın ifade biçimleri, fırça darbeleri ile yüzümüze ve kendimize çarpıyorken aynı zamanda düşündürdüğü gibi okuduğumuz bir kitabın ve izlediklerimizin bizim yaşamda katma değerlerimizde kıymetli.Herkes şiir sevmeyebilir ama hayatında muhakkak şiire denk gelmiştir. Şiir çoğu zaman sevinmemize yol açtığı kadar, bizi bu yüzyılın içinde ağlamaklı hallere de sokabiliyor. Aramızdan yetişecek çıkacak nice çocuklarımızın ve genç kardeşlerimizin resimede, şiirede muazzam ihtiyacı var. 

 

En beklenmedik zamanlara yolculuğunuz nasıl olur bilmem ama bize nefes aldıran ve geliştiren gelişimin en iyi yanı belki de yapıcı işler. 

Öyle programlar ile iç içe olmak, elde varolan bir kitabı bir kaç kez anlayarak okumak, sözlere hatta konuştuğumuz kelimelere dikkat etmek

büyük farkındalığın başlangıcı. Hayatında bir resim sergisi nasıl etki etmiş insanları anlamak, empati belki burada devreye girecek. Doğa belki burada anlam kazanacak.
Şiirler, şarkıları oluşturmuş dillerde milyon kez söylenecek ve dinlenecek. Aslına bakarsanız son zamanlarda kaybettiğimiz hepimizin gönlünde yer edinmiş büyük ustalar, sanatkarlar ve yazarlarımız var.


Allah hepsine gani gani rahmetler eylesin. Ya şimdi yine kitaplara ilham olacak, yine filmleri çekilecek, yine şiirlerde ses bulacak. Konunuza komşunuza ilham olduğunuzu ama nasıl örnek ve ilham olduğunuzu kırk kere düşünme yüzyılı. Dolayısıyla bizim sanatın hemene hemen her dalı ile iç dışlı olmamız bizim yararımıza. Hem sanat zaman kazandırır. Başlıca dedikodularla zaman öldürmenin bedeli üretkenliğimizi gün be gün kaybetmemize neden olmasın. 

 

 

Sevgiler 

Aynur AYAZ

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum