-
Aynur Ayaz
Tarih: 30-03-2025 08:41:00
Güncelleme: 30-03-2025 08:41:00
Yeniden keşfine, yeniden iç huzuruna ve yeniden güzel niyetlerle dolu olan bir Ramazan Bayramı sevinci içinde selamlıyorum tüm Güne Bakış okurlarımızı.
Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum. Şeker Bayramımız kutlu olsun dostlar.
Bu Ramazan Bayramında zamanında yapmışlığımız vardır. Tüm sevdikleriniz, aileniz ile bol bol fotoğraf ve videolarınız olsun.
Hatta çıkarabildiğiniz fotoğraflarınızı birbirinize hediye edin, öylece hediyeleşin ve üzerine de fotoğrafların o güne ait tarihlerini atmayı ihmal etmeyin. "Bayram fotoğrafı" dip notunu ise unutmayın.
Unutmayın. Güzel bir bayram hediyesi olsun. Kimi bunu hep yapıyor, kimisi ilk kez deneyecek. Kimisine iyi gelecek ve yapacak, uygulayacak kimi de "aman canım ne gerek var", "çok saçma" diyerek hiç ilgilenmeyecek. Saçma bulup yapmayacak. Mümkün yani. Yalnız iyi geldiğini deneyimlemiş biriyim. Bunu şöyle izah edebilirim. O aile karesinde yer alan ve fotoğrafı çekilmiş bir akrabam vefat edince elimde kendisine ait son hali kaldı. Ve çoğaltarak herkese akrabalara verdiğim oldu. Öyle çekinilmiş fotoğraf ya da video her neyse çok iyi oluyor. Kendisini daha sonra rahmet ve dua ile anma şansımız oluyor. Hatıralar diri kalıp, üzerine konuşuluyor.
Kime gidiyorsanız, konu, komşu, eş, dost ve akraba uzak yakın farketmez. Cebinizle çektiğiniz o kalabalık en güzel arka arkaya çektiğiniz
fotoğraf karelerinden aynılarından Ramazan Bayramı hediyesi güzel olmaz mı. Hem de hediyeleşmek bir iki kare fotoğrafta üstüne.
Yine bir Ramazanı geride bırakmanın hüznü ardından arefemiz ve Ramazan Bayramı sevinci bizle. Onbir ay beklenen ve vedası ile düşündüren Ramazana veda ettik.
Şimdiden herkesin Bayramını kutluyorum. Büyüklerimin ellerinden ve küçüklerimin her zaman olduğu gibi gözlerinden öpüyorum. Bayram için en iyi niyetlerle hem şükrümüzü hem de dualarımızı ediyoruz. Bu nasıl bir bütünlük ve birlik Ramazanın bitiş hüznü ve bayram mutluluğu ikisi bir arada.
Ramazan da öğretiyor her sene olduğu gibi Bayramlarımızda. Eski ve yeni söylemde olsada hani deriz ya "nerede o eski bayramlar", "şimdiki bayramlar bir başka" söylemleri bunları artık konuşmanın öneminden ziyade içinde ağız tadı ile geçirebileceğimiz bayramlara bakmak gerekiyor.
Bayramı göremeyen, erişemeyen vefat etmiş, uzaklarda ve ailesinin yanında olmayan, hastanelerde hastalık sürecinde tedavi olan, bayram günü ameliyata alınacak bir sürü benzer durumlar ile karşı karşıya kalan insanlarımız olduğu gibi dünyanın bir ucunda çalıştığı için ülkesine, ailesinin yanına gelemeyen sadece kitle iletişim araçlarını kullanarak ulaşan insanlarda olacak.
Bu bayram idrak meselesi kalbi derinden etkiliyor. Ramazan Bayramı 2025 gelmiş ve hoşgelmiş. Niyetleri ile gelmiş. Tertemiz yüreğimize kendimiz için dilediklerimizi başkaları içinde dilediğimiz vakitler gelmiş. Zamanında bizlerde emeği olan anneannemiz ve dedelerimiz, babaannelerimiz ve büyük babalarımızın emekleri, söylemleri çok kıymetli ve hayatımızda önemi ve yeri bambaşka. Uzun yıllardır dijital dünyanın bazen samimiyet çerçevesinde faydalarından yararlanırken bir video, bir ses kaydı ile en uzaktaki dostlara ulaşabilmenin ya da bir şekilde telefon listesinde hepimizin eminim yüzlerce telefon numarası olan tanıdığı, yolu kesiştiği yüzlerce insan vardır aradığı bir bayram o sesle bile insanlarımızın mutlu olması, gözlerinin içinin gülmesi bile kıymetli. Sadece bayram tatiline çıkarken iş yeri, kurumlardan ayrılırken "İyi Bayramlar" diyerek nasıl iş başlangıcına kadar ara veriyorsak o çalıştığımız arkadaşlarımıza da bayram mesajları güzel oluyor. Bayram küslükleri bitirirken, samimi niyetleri bütünleştiriyor. Çok önemli doğum günleri, evlilik yıldönümleri, vb. şeyler nasıl hatırlananlar tarafından hatırlanıyorsa bu Bayramlarda da üç gün boyunca telefon elden düşmediği gibi, email, mektup ve en önemlisi ; yüz yüze ziyaretler daha fazla önemli. Hayır dualarını almak, bir teşekkür kelamı hakikate çıkıyor. Hepimiz aslında asli vazifelerimizi biliyoruz. Bu bayramda herkesin içinden geldiği gibi ailesinin sofrasında, ailesi saydığı dostları ile yaşlıları andığı ziyaret ettiği yerleri ile iki kelamı bile muazzam. Ramazan Bayramı bende çocukluğumdan beri oldum olası diğer Bayram gibi acayip bir heyecan düşürür içime lakin son dört yıldır babamı vefatından sonraki Bayramlar, "evin direği babamızı" kaybedince insanın yoğun duygusallığı ve ailesindeki yas süreci hiç geçmiyormuş.
Bunu bu bayram öncesi bir kez daha tecrübe ediyorum ki, insanın ilk dostları, samimiyetlerini alıp büyüdükleri ilk hane evlerinde aileleri anne ve babaları çok kıymetli.
Baş tacı büyükleri onlardan yaşça küçüklerin ziyareti ziyadesi ile mutluluk vesilesi. Evdeki huzura katkıdır bayramlarımız.
O nedenle yas geçmiyor ama öğrettikleri insanı gerçekten büyütüyor. Bazen de insan kırıla kırıla büyüyor sonrada kırılmamayı öğreniyor.
"Kapı gibi arkanda ben varım" diyen babalarınızı, "her zaman duam ve enerjim seninle evladım, Allah zihin açıklığı, aydınlığı versin" ,"işin gücün rast gitsin", diyen
analarımızı büyüklerimizi unutmuyorum. Babasının yaşarken duasını alan bir evladın da hayatında, yaşamında nasıl etkisi olduğunu da görenlerden ve bilenlerdenim.
Kısacası evde bir bayram sofrasında Allah ne verdiyse yemek,içmek oturmak ve sohbet , muhabbet etmek elde ve cepteki telefonlarla sürekli meşkul olmaktan çok daha iyidir.
Çaya yakışan sohbeti özümseriz. Kalabalık (aile) içinde içilen çay bayramlarımızın belki de nişanesi gibi. Bayram ziyaretlerinin en aranılanı çay ile hemhal olan samimi sohbetler bu bayramada damgasını kesin vurur.
"Biz senin gibi olmayız ama sen biz gibi olacaksın" söylemleri aslında bir gencin yaş alma süreçlerinde kendisinin de bir gün belki anne ve baba olacağını, yaş alıp yaşlanacağını
ifade eder. İşte o zaman insan zamanın nasıl geçtiğini daha da iyi idrak eder. Gençken zamanın nasıl ilerlediği ile pek ilgilendiğimiz olmaz bu doğru. Ramazan Bayramı 2025 yılının "Aile Yılı" özelinde aslında çok iyi ifade edildiği bir tarih oldu. Bana bu bayram, bu satırlardan siz değerli insanlarımıza ulaşmamı, bayramlaşmamı tekrar tekrar sağladı.
Ne mutlu, kimlerin okuduğunu gelen mesajlardan, notlardan anlıyoruz. Bizi mutlu ediyor. Karşılık bulan yazılar biz bu dünyadan göçüp gitsek bile hep yaşar. Boşuna değildir o atasözlerimiz, deyimlerimiz.
Yeri gelmişken; "Söz uçar, yazı kalır". Öyle bende her bir yazımın hatırı, sizlerin hatrı var. Hatırası var. Herşey bir gün sonra yaşadıktan sonra hatıra olmuyor mu!
Ve satırlarıma son verirken bu Ramazanda geçti ama dünyanın göbeğinde, bizim yüreğimizde Filistinli müslüman kardeşlerimizin çektiği onca acı hiç bitmedi, bitmiyor. Gazzemiz için ne kadar dua etsek, o analarımızın (babalarımızın) gözyaşlarını dindiremeyiz. İçimiz son yıllarda gerçekten bu Ramazanda olduğu gibi buruk, derin acıları içimizde barındırdı halende öyle.
İnsan büyüdükçe, ne kadar yaş alırsa alsın dünyadaki büyük acılara, gözü ve kulağı ile şahit oldu mu, o acının
artık kendi de bir parçası.
- Kadın Dayanışmalarında Hayallere Kavuşma
- Sordum Cevap Verdi.(Yapay Zeka)
- 2025 RAMAZAN, HOŞGELDİN 2025 RAMAZAN...
- Yükselen Değerlerden Değerlerimiz...
- DÜNYANIN BİZ BİZESİ...
- İlham olmak mı, ilham almak mı? Belkide her ikisi...
- Lüks olmayan “iletişim”…
- Yeni Ay ve Gelen Yeni Yıl: Aralık 2024
- Benim Öğretmenim…(24.Kasım)